Pdf indirmek için tıklayınız
GİRİŞ
Sosyal hizmetin kökenlerini ilk sosyal refah kurumlarının kurulmaya başlandığı 1800’lü yıllara dayandırmak mümkündür. sosyal hizmet yaygın olarak kabul gören bir mesleki alana I. Dünya Savaşı’ndan sonra gelmiştir.
Uluslararası Sosyal Hizmet Okulları Derneği (IASSW) küresel olarak sosyal hizmetin tanımını şu şekilde vermektedir: Sosyal hizmet; sosyal değişim ve gelişim, sosyal tutarlılık ve insanların güçlendirilmesi ve özgürleştirilmesi için çalışan akademik bir disiplin ve uygulamaya dayalı bir meslektir.
Sosyal hizmet; insanın iyilik hali ve gelişimine engel ve/veya destek olan tarihi, sosyoekonomik, kültürel, yerel, politik ve kişisel faktörler arasındaki karşılıklı ilişkilerin düzenleyen akademik bir disiplin ve uygulama mesleğidir. Dezavantajlı olanlarla dayanışma içinde yoksulluğu azaltmak için çabalayan, baskı altında ve incinebilir olan insanları özgürleştiren ve sosyal içerme ile sosyal tutarlılık sağlayan bir meslektir
SOSYAL HİZMETİN TARİHİ VE GELİŞİMİ
Sosyal hizmet, sosyal refahın ayrılmaz bir parçasıdır.
Sosyal refah devleti ilk olarak 1920’li yıllarda sosyal güvenlik önlemlerinin alınmaya başlanması ile bir kavram olarak Almanya’da ortaya atılmıştır. Fakat bu kavramın yaygın anlamda kullanımı ve gelişimi İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra gerçekleşmiştir.
Refah devletinin en temel sorumluluklarından biri sosyal risklere (hastalık, yoksulluk, yoksunluk, ölüm, dışlanma, işsizlik vs) karşı vatandaşlarına koruma sağlamasıdır. Refah devleti, ekonomiye yaptıkları katkıların boyutuna bakmaksızın her vatandaşa minumum bir gelir sağlamalıdır. Bir diğer özelliği ise sınıf farkı dikkate alınmadan herkese sosyal hizmetler çerçevesinde en iyi standartları sağlamaya çalışmasıdır. Sigorta sistemleri, sağlık hizmetleri, istihdam, konut politikaları, eğitim hizmetleri, sosyal ve psikolojik destek gibi hizmetler sosyal refah devletinin vatandaşlarına sunduğu hizmetlerdir. Bu hizmetler devlet tarafından sosyal hizmet eliyle sunulmaktadır.
Yoksullara yardım etme anlayışı ilk olarak 1800’lü yıllarda inaç ve dini güdülerle organize edilen faaliyetler olarak ortaya çıkmıştır. Kentlerde yaşlı, engelli, hasta, yoksul insanlara yardım eden dini kurumlarlar bulunmaktaydı. Fakat bu kurumlar birbiri ile uyum içinde çalışan belirli bir düzene sahip değillerdi. Daha sonrasında bu kurumlarda çalışan insanlar derneklerde bir araya gelmeye başladılar. Kendilerine “dost ziyaretçiler” demekte olan bu insanlar, ekonomik ve psikolojik yardıma ihtiyaç duyan bireyler hakkında ayrıntılı kayıtlar tuttular, ev ziyaretleri gerçekleştirdiler.
Esasen dost ziyaretçiler ekonomik yardımlardan ziyade bu insanlarla yakından ilgilendiler, onların iş bulmasına ve çalışmasına yardım etmeye çalıştılar. Bunun ardından İngiltere’de Hayırseverlik Örgütlenme Cemiyeti kurulmuştur. 1800’lü yılların sonlarına doğru bu cemiyetler “yerleşim evleri” kurmaya başlamıştır. Bunlardan ilki 1884 yılında Londra’da kurulan Toynbee Hall’dur. Bu yerleşim evleri yoksul kesimin yaşadığı bölgelerde kurulmuştur. Amaçları çevrede yaşan yoksullara eğitim vermek ve sağlık ve yaşam koşullarını iyileştirmek için çareler bulmaktı. Bu yerleşim evlerinde çalışan gönüllüler sadece yerel olarak değişim sağlamak değil, aynı zamanda daha genel bir anlamda sosyal politikaları etkilemek konusunda da önemli rol oynamışlardır.
Sosyal hizmet alanı içinde oldukça önemli bir önder olan Jane Addams’da Chicago’da kurulan Hull House isimli yerleşim evinde çalışan bir gönüllüydü. Bazıları tarafından ilk sosyal hizmet uzmanı olarak kabul edilen Addams Chicago’daki Hull House’ta bilimsel bir yaklaşımla sosyal sorunları incelemiştir. Yerleşim evlerinde daha sonrasında dost ziyaretçilere eğitimler verilmeye başlanmıştır. İlk eğitim kursu 1898 yılında New York Hayırseverlik Örgütlenme Cemiyeti’nde verilmiştir. 1904 yılında ise New York Hayırseverlik Okulu adı altında bir yıllık bir eğitim programı verilmiştir. Bu gelişmeler eğitimli sosyal çalışmacıların ilk adımını oluşturmaktadır. Bu tarihten sonrasında birçok üniversite ve yüksek okul kendi bünyelerinde eğitimler vermeye başlamışlardır.
1917 yılı Mary Richmond adlı bir dost ziyaretçinin yayınladığı “Sosyal Teşhis” kitabı nedeniyle oldukça önemlidir. Bu kitap sosyal hizmet çalışmaları için kuram ve yöntemler öneren ilk sistematik kitap olma özelliğini taşımaktadır. Bu kitaptaki bilgiler bugün vaka çalışması olarak adlandırılan yöntem hakkında bilgi vermektedir. Sosyal bir çalışmacının birey ile çalışırken bilgi toplamasını, gözlem yapmasını, tanı koymasını, gereken tedavinin planlanmasını ve uygulamasını ayrıntılarıyla anlatmaktaydı. I. Dünya Savaşı’ndan sonra ise sosyal hizmet bir meslek olarak daha görünür hale gelmeye başlamıştır. Savaş sonrası yaşanan psikolojik ve sosyal çöküş hali nedeniyle ordunun bünyesinde bulunan nöropsikiyatri kliniklerde sosyal hizmet uzmanları görev almaya başlamışlardır. Bu bir açıdan klinik sosyal hizmetinde başlangıç noktası olarak kabul edilebilir. Daha sonrasında ise Richard Abot 1905’te bir genel hastane içinde tıbbı sosyal hizmet alanını tanıtmıştır. Bu gelişmelerden sonra sosyal hizmet bir meslek olarak çocuk, aile, toplum, birey odaklarla toplumun değişik kurumlarında ortaya çıkmaya başlamıştır.
Günümüz dünyasında sosyal hizmet hem tedavi edici, klinik hem de reform veya toplumsal odaklı çalışmasını bir arada sürdürmektedir.
Kabul gören saygın bir meslek olma yolunda ilerleyen sosyal hizmet için 1955 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde “Ulusal Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği(NAWS)”nin kurulması oldukça önemli bir kilometre taşıdır.
SOSYAL HİZMETİN TÜRKİYE’DEKİ TARİHİ VE GELİŞİMİ
Osmanlı İmparatorluğu döneminde sosyal hizmetler olarak adlandırılabilecek bazı hizmetler verilmekteydi. İslam dini içerisinde bulunan yardım etme ve hayırseverlik düşünceleri ile Osmanlı toplumu içinde kimsesiz, dul, yetim, sakat, hasta ve yaşlılar için sayısız hizmetler sunulmaktaydı. Aşevleri, bakım evleri olarak kabul edilebilecek hayır kurumları bulunmaktaydı. Osmanlı’da bu yardım işleri Vakıf örgütlenmesi ile idare edilmiştir. Kimsesiz yaşlı ve hastalar için “darülaceze” kurulmuştur. Kimsesiz çocuklar için kurulan “Islahhaneler” ve sonrasında “Daruleytam”lar açılmıştır.
Cumhuriyet döneminde ise Atatürk’ün emri ile 1921 yılında “Himaye’i Etfal Cemiyeti” ve Kurtuluş Savaşı sırasında öksüz veya yetim kalan çocukların bakımını üstlenmiştir. 1935 yılında bu kurumun adı “Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu” olarak değiştirilmiştir. 1949 yılında korunmaya muhtaç çocuklar hakkında çıkarılan 5387 sayılı kanun, 1957 yılında 6972 sayılı “Korunmaya Muhtaç Hakkında Kanun” ile yeniden düzenlenmiştir. 1963 yılında, 225 sayılı kanunla; “her türlü sosyal yardım ve sosyal güvenlik hizmetlerini düzenlemek, korunmaya muhtaç çocuklarla, sakatların ve yaşlıların bakım, yetiştirilme ve rehabilitasyonunu, çalışma gücünden yoksun fakir kimselerin sosyal güvenliğini sağlamak” üzere görevlendirilen Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na bağlı olarak kurulmuş ve görevini 24.05.1983 tarihine kadar sürdürmüştür. 1991 yılında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü adı altında, Başbakanlığa bağlı bir kurum olarak faaliyet göstermeye başlamıştır.
Daha sonrasında ise 2011 yılında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Genel Müdürlüğü kapatılarak 6/4/2011 tarihli ve 6223 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulunca 3/6/2011 tarihinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın (ASP) kurulması kararlaştırılmıştır.
SOSYAL HİZMETİN TEMELLERİ
Sosyal hizmet, üç temel üzerinde ilerlemektedir. Bunlar bilgi, beceri ve değer üçlüsüdür.
SOSYAL HİZMETİN BİLGİ TEMELİ
• Bilgi, kanıtlarla kesin olarak ortaya konabilen, tutarlı ve gerçekliğe uygun olan kavrayışlar bütünü olarak tanımlanabilir. Daha bilimsel bir yaklaşım ile bilgi, deneylerle kanıtlanarak elde edilen sonuçlara denir.
Sosyal hizmetin bilgi temeli 3 öğeden oluşur:
1-kuramsal bilgi 2-olgusal bilgi 3-uygulamadan gelen bilgi
1-Kuramsal Bilgi; • Kuram herhangi bir olayı, vakayı, nedeni açıklamak için kullanılan düşünce sistemi veya önerme olarak tanımlanabilir. Kuramların altında yatan temel kavram aslında bir olayın nedenlerini sistematik olarak açıklama arzusudur. Sosyal hizmet mesleği içinde sık sık kuramlara başvurulur. Kuramlar insanları, olayları ve durumları açıklayarak bu konularda anlayışımızın gelişmesine yardımcı olur. • Sosyal hizmetin kullandığı kuramsal bilgi genel olarak psikoloji, sosyoloji, hukuk, sosyal politika, siyaset bilimi, felsefe, tarih gibi disiplinlerden ödünç aldığı bilgilerle oluşur.
2-Olgusal Bilgi; • Olgusal bilgi kavramı altında beş anahtar alan bulunmaktadır. Bunlar; • Hukuk/mevzuat (yasalar, düzenlemeler vs), • Sosyal politika, • Kurum politikası, • Belirli insan grupları ile ilgili bilgi ve • Bireysel ve toplumsal sorunlardır.
Çalışmakta olan bir sosyal hizmet uzmanı, çalıştığı kurumun politikalarını, içinde bulunduğu ülkenin sosyal politiklarını, ilgili mevzuat ve yasal düzenlemeleri bilmek zorundadır. Çünkü bir çalışan olarak görevini bu bilgilerin ışığında ve sorumluluğunda yerine getirmesi gerekir. Bu tür bilgiye sahip olan sosyal hizmet uzmanı daha güçlü hale gelir ve gereken durumlarda hem kendisini hem de birlikte çalıştığı müracaatçılarının haklarını savunabilir.
3-Uygulamadan gelen bilgi; • Bu bilgi türü sosyal hizmetin kendisine ait olan tek bilgi türüdür. • Diğer bilgi türlerindeki ödüç bilgilerin aksine sosyal hizmetin kendisi gerçekleştirdiği uygulamalardan bir bilgi ortaya çıkarır. Bu bilgi türüne aslında tecrübe de denebilir. • Alanda çalışan sosyal hizmet uzmanlarının karşılaştıkları vakalar karşısında ortaya çıkardıkları, uyguladıkları ve yeni bilgilerin de oluşmasına yardım eden deneyim bilgisi, uygulamadan gelen kişisel bilgidir.
SOSYAL HİZMETİN BECERİ TEMELİ
Beceri, sınırları belli olan bir zaman dilimi içinde herhangi bir eylemi etkili ve sürekli olarak yapabilmek anlamına gelir. Beceri için mutlaka eğitim gerekir. Bu nedenle bilgi temeli ve beceri temeli birbiriyle tamamlanması gereken unsurlardır. Beceri, bilgiyi değer temeline göre kullanıp değişimi sağlamaya yöneliktir. Bilgiyi eyleme döken araç beceridir. Yeteneğin aksine beceriler zaman içinde geliştirilebilir.
Sosyal hizmet becerilerini alanlara ayırmak mümkündür. Bireysel çalışmalarda kullanılacak beceriler, grup çalışmasında gerek duyulan beceriler, aile ile yapılan çalışmalarda faydalanılan beceriler ve toplum çalışmasında ihtiyaç duyulan beceriler farklılık gösterir.
Hangi alanda çalışıyor olursa olsun bir sosyal hizmet uzmanının, genelci ortak beceriler olarak adlandırılan beceri grubuna sahip olması gerekir. Bunlar:
Hazırlık Yapma Becerisi İletişim Kurma Becerisi Analiz Etme Becerisi Sözleşme Yapma Becerisi Mesleki Rolleri Üstlenme Becerisi Dengeyi Sağlama Becerisi Müdahaleyi Değerlendirme Becerisi Mesleki Müdahaleyi Sonlandırma Becerisi
Sosyal hizmet uygulaması gerçekleştirirken doğrudan kullanılan beceriler; • gözlem, • dinleme, • soru sorma, • odaklanma, • rehberlik etme, • yorumlama, • iklim oluşturmadır.
Sosyal hizmet uygulamasında doğrudan kullanılmayan beceriler; Sonuçları değerlendirme becerisi Fon oluşturma becerisi Bütçe yapma becerisi Müzakere yapma becerisi Aracılık yapma becerisi Karar vericileri etkileme becerisi Gereksinimleri değerlendirme becerisi Planlama yapma becerisi Eşyönetimlerle çalışma becerisi
SOSYAL HİZMETİN DEĞER TEMELİ
Değer zamana, mekana, bağlama göre değişen ama her zaman iyi olanı, istenir olanı hedefleyen olgulardır. Sosyal hizmet tarihsel sürecinden bu yana sürekli belirli değerler bütünü ile ilerlemiştir. İnsan ve toplum ile çalışan sosyal hizmet değerleri ile insan onuruna, özgürlüğüne, refahına ve sosyal adalete önem veren bir meslek alanır.
Birçok düşünürün üzerinde uzlaştığı ve sosyal hizmet mesleğininde benimsediği temel değerler mevcuttur. Sosyal hizmet bu değerler ışığında hareket eder. Bu değerler aşağıdaki gibi sıralanabilir: Her insan, insan olduğu için değerlidir İnsanın acı çekmesine izin verilemez, acı çekmemesi için insan korunmalı ya da acısı azaltılmalıdır İnsanların tüm davranışları biyolojik beden ve çevre arasındaki ilişkiden ortaya çıkar İnsan doğası gereği hareketlerinde mantıklı değildir İnsanda doğuştan gelen ‘ahlak’ ve ‘sosyal’ kavramları bulunmaz (sonradan öğrenilir) Hem bireysel hem de ortak insan ihtiyaçları vardır Kişiler arasındaki farklılıklar kabul edilmelidir Aile ilişkileri, kişinin hayatının ilk yıllarının gelişimindeki en temel unsurdur İnsan motivasyon karışık bir kavramdır .
1. Sosyal Hizmet Değeri: Hizmet
Bağlı Olduğu Etik İlke: Sosyal hizmet uzmanlarının birincil amacı muhtaç insanlara yardım etmek ve sosyal sorunlarla uğraşmaktır.
2. Sosyal Hizmet Değeri: Sosyal Adalet
Bağlı Olduğu Etik İlke: Sosyal hizmet uzmanları sosyal adaletsizliklerle mücadele eder.
3. Sosyal Hizmet Değeri: Bireyin Onuru ve Değeri
Bağlı Olduğu Etik İlke: Sosyal hizmet uzmanları bireyin onuru ve değerine saygı duyar.
4. Sosyal Hizmet Değeri: İnsan İlişkilerinin Önemi
Bağlı Olduğu Etik İlke: Sosyal hizmet uzmanları insan ilişkilerinin öneminin farkındadır.
5. Sosyal Hizmet Değeri: Dürüstlük ve Güvenilirlik
Bağlı Olduğu Etik İlke: Sosyal hizmet uzmanları güvenilir ve dürüst davranmalıdır.
6. Sosyal Hizmet Değeri: Yetkinlik
Bağlı Olduğu Etik İlke: Sosyal hizmet uzmanları yetkin olduğu alanlarda uygulama yapmalı ve mesleki uzmanlığını geliştirmek için çalışmalıdır
SOSYAL HİZMETTE KURAMLAR VE YAKLAŞIMLAR
•Sistem Kuramı •Ekolojik Yaklaşım •Güçlendirme Yaklaşımı •Diğer Sosyal Hizmet Kuramları, Yaklaşımları ve Modelleri
Sosyal hizmette kuramlar; olayların veya durumların neden ortaya çıktığına dair kanıtlanabilir açıklamalar sunar. Modeller ise sistematik bir şekilde belirli bir eylemin nasıl yapılacağına dair yol haritası sunar. • Uygulama teorileri kapsamında ise kuramlar, modeller ve yaklaşımlar sosyal hizmet uygulamasının nasıl yapılacağına dair rehberlik eder. Son olarak ise kuram, model ve yaklaşımlar sosyal hizmetin yararlanıcıları olan müracaatçıların psikolojik ve sosyal dünyasına dair bilgiler sağlar.
Sistem Kuramı
• Sistem kuramının en temelinde yaşam içindeki sistemlere bir bütün olarak bakmak ve sistemlerin diğer sistemlerle olan etkileşimlerinin incelenmesi bulunmaktadır. • Sosyal hizmette sistem kuramının temel odağı insanların çevreleri ile nasıl etkileşime girdikleridir. • Tüm sistemler birbiri ile bağlantılı parçalardan oluşur veya alt sistemlerden meydana gelir. • Sistemlerin sınırları açık veya kapalı olabilir. • Tüm sistemlerin bir amacı vardır. • Tüm sistemler belirli bir dengede kalmak için enerji harcar.
Sistemlerin belirli kuralları ve yaptırımları vardır. Kurallara uyulduğunda ödüller ve teşvikler, uyulmadığında ise cezalandırmalalar ve yaptırımlar uygulanır. Tüm bu kurallar ve yaptırımlar aslında sistemlerin kontrol altında ve belirli bir düzene göre işlevsellik göstermesi ve genel olarak sistemin dengede kalması amacını taşırlar.
Mesleki çalışma yapılırken sistem kuramı çerçevesinde uzmanların faydalandıkları tanımlı sistemler vardır. Başlatıcı Sistem: Bir sorunun var olduğunu ilk fark eden kişiler veya kişiden oluşur. Örneğin çocuğunun akademik başarısının düştüğünü gören ebeveynin bu konuda okulda çalışan sosyal hizmet uzmanına başvurması, bu ebeveynleri başlatıcı sistem haline getirir. Değişim Ajanı Sistemi: Bir sorunun varlığı ortaya çıktıktan sonra bu sorunla ilgili olarak planlama ve müdahaleleri gerçekleştirme görevi olan sistemdir. Sosyal hizmet uzmanları değişim ajanı olarak çalışırlar. Müracaatçı sistemi: Bireyler sosyal hizmet müdahalesini talep ettiklerinde veya kabul ettiklerinde müracaatçı sistemi olarak adlandırılırlar. Bu sistem yapılacak olan mesleki müdahale sonunda nihai faydalanıcıdır. Hedef Sistem: Sosyal hizmet müdahalesi ile değiştirilmesi hedeflenen, sorunun yaşandığı sistemdir. Destek, Kontrol ve Konak Sistemleri: Sosyal hizmet müdahalesinin sonuçlarından faydalanacak herkes destek sisteminin içindedir. Kontrol sistemi hedeflenen değişimlerin denetlenmesi konusunda otorite sahibi olan kişilere denilir. Konak sistem ise değişim ortaya çıkması için çalışan insanlardan oluşan sistemdir. Sosyal hizmet uzmanları konak sistem içinde çalışan meslek elemanlarıdır.
Ekolojik Yaklaşım
• Ekolojik yaklaşıma göre bireyin sadece aile üyeleri, akrabaları, iş ortamı veya komşuları hakkındaki bilgiler sosyal hizmet çalışması için yeterli değildir. Bireyin fiziksel ve sosyal çevresi ve kişinin bu çevrelerdeki etkileşimlerinin de mutlaka bilinmesi gerekir. • Ekolojik yaklaşıma göre insanı ve çevresini birbirinden ayrılmayan bir bütün olarak görmek gerekir. • Ekolojik yaklaşımın öne sürdüğü bir diğer özellik ise ekolojik düşünme örüntüsüdür.
Ekolojik yaklaşım kapsamında uygulama yapan sosyal hizmet uzmanları ekolojik değerlendirme yöntemini kullanırlar. • İnsanın tüm gelişim aşamalarını kapsadığı için oldukça zorlu ama bir o kadar da kapsamlı bir yöntemdir. Ekolojik değerlendirmenin yedi düzeyi aşağıdaki gibidir: 1-Biyogenetik Faktörler 2- Ailevi Faktörler 3- Kültürel Faktörler 4- Çevresel Koşullar 5- Kaynaklar ve Fırsatlar 6-Özbakım Kalıpları 7- Gelişim ve Sağlığın Güncel Göstergeleri
3. Güçlendirme Yaklaşımı
Güçlendirme yaklaşımının temel ilkeleri aşağıda verilmiştir. Her birey, aile, grup ve toplumun güçleri vardır ve odak nokta patoloji yerine bu güçler olmalıdır. Toplum zengin kaynaklarla doludur. Bu yaklaşımda müdahaleler müracaatçının kendi kaderini tayin etme hakkı gözetilerek gerçekleştirilmelidir. Müracaatçı ve uzman arasındaki işbirliği çalışma ilişkisi için en temel ve gerekli olgudur. Her insan öğrenme, gelişme ve büyüme kapasitesine sahiptir. Travma, istismar, hastalık veya sorunlar örseleyicidir fakat bunlar birer meydan okuma gibi görülebilir ve fırsata dönüştürülebilir.
Müracaatçıların kendilerini ve yaşamlarındaki olumsuzlukları değerlendirirken yapıcı olabilmesi güçlendirme yaklaşımı ile sağlanabilir.
Güçlendirme uygulamasında ortaya konulan sorun ilgili tüm faktörler göze alınarak ilerlenir. Sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçı bir araya geldiğinde sorunu içsel ve dışşal unsurları gözönüne alarak değerlendirmeye başlar. Bu şekildeki çalışma anlayışı temelde müracaatçının uygulamaya aktif katılımını sağlamak, sorunun çözümüne yönelik ortak bir çalışma içerisine girerek güçlü yönlerini keşfetmesini sağlamaktır.
4. Diğer Sosyal Hizmet Kuramları, Yaklaşımları ve Modelleri
Psikodinamik Model
Psikodinamik modelin temel varsayımları; İnsan aklı, tüm insan davranışlarını etkileyen bilinç ve bilinçaltı süreçlerinden oluşmaktadır. İnsanlar doğuştan diğer insalarla bağlantı kurma ve bağlanma ihtiyacına sahiptirler. Bebek ve bebeğe bakım veren arasındaki ilişki gelişimsel kilit noktasıdır ve kişinin şimdiki zamanını bu ilişki etkiler. Savunma mekanizmaları (baskılama, yansıtma, rasyonilazasyon) kişiyi anksiyete ve kabul edilemez tepkiler vermekten korur. İnsan davranışı düzenli ve amaçlıdır ama çoğu zaman bilinç dışı süreçlerin bir sonucudur. Kişinin dış dünyası (çevresi), iç dünyasını etkiler. Aynı şekilde içsel sorunlar kişinin çevreye uyum sağlamasını zorlaştırır. İnsanlar çevrelerine adepte olurlar. İnsan zihni ego, id, süperego arasındaki etkileşimler ile işler. İd, ilkel dürtü ve güdüler; süperego, aile ve toplumdan edinilmiş normalar ve ahlak kuraları; ego ise bu iki kavramın dengede kalması için çalışan güçtür.
Bu model müracaatçının çoğunlukla gizlemiş olduğu veya bastırdığı hislerine, içsel çatışmalarına, yoğun duygulara ve psikolojik olarak karmaşa yaratan durumlara odaklanır.
Bilişsel-Davranıçı Yaklaşım
Bilişsel-davranışçı yaklaşım, özünde sosyal öğrenme teorisi üzerine inşa edilmiştir. en temelde bilişsel-davranışçı yaklaşım, insan davranışının öğrenme sürecinde çevresini yorumlaması veya algılamasından etkilendiğini varsayar. Uygunsuz davranışlar yanlış algılama ve yorumlamanın bir sonucudur. Bu yaklaşıma göre çalışan meslek elemanları zihin içindeki düşünme bozukluklarını (bilişsel süreçlerdeki sorunları) değiştirmeye çalışırlar. Bu modelde hedef istenmeyen davranışları yenilemek ve değiştirmektir. Bu amaca ulaşmak için kişinin kendi davranışlarını oluşturan çevresini yanlış yorumlaması ve algılamasının doğru olanlarla değiştirilmesi gerekir. Başka bir deyişle kişinin işlevsiz bilişleri daha işlevsel olan bilişlerle değiştirmektir.
Bu modeli odak alan bir sosyal hizmet uzmanı aşağıdaki müdahale stratejilerini kullanabilir. Yararsız düşünceleri, daha yararlı düşüncelerle değiştirme: Sosyal hizmet uzmanı müracaatçısına yeni düşünme yolları öğretir. Müracaatçısının yaşamına dair sahip olduğu yararsız düşüncelerin farkında varmasını sağlar. Yararsız davranışları, daha yararlı davranışlarla değiştirme: Sosyal hizmet uzmanı yararsız davranışların fark edilmesine ve bunların yerine müracaatçının koymak istediği davranışları bulmasına yardım eder. Bunu yapmak için yorumlar, empatik cevaplar, hikaye anlatma veya psikoeğitim kullanılabilir. Çatışma ve sorun çözme becerileri eğitimi: Sosyal hizmet uzmanı, müracaatçının temel sorun ve çatışma becerilerini öğretir ve bunların uygulanması basamaklarında rehberlik eder. Psikoeğitim ile yaşam becerileri kazandırma: Bazı müracaatçılar uygun hedefler konulduğu zaman yaşam becerilerini öğrenebilirler. Sosyal hizmet uzmanı bu hedeflerin konulmasına ve deneysel öğrenme yoluyla müracaatçılarına yardım eder.
Birey Merkezli Yaklaşım
Birey merkezli yaklaşımı benimseyen sosyal hizmet uzmanları müracaatçılarını olumlu bir bakış açısıyla görürler. Yaklaşımın temel varsayımları, bireylerin kendilerini anlamaları, uzmanların doğrudan müdahalesi olmadan problemlerini çözüme kavuşturabilme becerileri olduğu ve bunun yanında bireylerin gelişme kapasitesine sahip olan, temelde güvenilir olduklarıdır. Bu yaklaşımda “sosyal hizmet uzmanı/müracaatçı” ilişkisinin kalitesi önemsenmiştir. Danışanın kendisini iyileştireceğine, kendini gerçekleştireceğine olan güven uygulama süreci için en güçlü faktör olarak kabul edilmiştir. Birey merkezli yaklaşım temelde varoluşçuluk ve hümanizim düşüncelerinden kökenini almıştır. Varoluşçuluk ve hümanizme göre; müracaatçının öznel yaşantısına saygı duyulur ve insanların temelde iyi olduklarına olan güvene vurgu yapılır.
Çözüm Odaklı Yaklaşım
Bu modelin temel varsayımları şunlardır; Bir sorunun çözümü veya değişim görece kısa süre içinde gerçekleşebilir. En küçük değişimler bile müracaatçının hayatında büyük olumlu etkiler sağlayabilir. Bir sorunun çözümü için sorunun geçmişini bilmek gerekli değildir. Her müracaatçı kendisi konusunda uzmandır ve sorunlarının çözümü için en iyi yolu kendisi bilebilir. Müracaatçının yaşadığı sorunu anlatması ve sorunun çözümü için neler yaptığının veya yapabileceğinin konuşulması ile sorun çözülebilir. Müracaatçının yaşadığı sorun hakkında aslında elinde çözüm yolları olduğunu anlaması için yardım edilir.
Krize Müdahale Yaklaşımı
Krize müdahale yaklaşımı, kriz teorisi konusunda eğitim almış olan kişilerce uygulanan ve müracaatçının kendisine zarar veren davranış, duygu ve tavırlarından kurtulması için yardım eden bir yaklaşımdır. Bir sorun veya durum karşısında baş etme gücünü yitirmiş olan müracaatçılara yardım ederken bu yaklaşım bir ilk yardım müdahalesi olarak tanımlanabilir. Çevresel manipülasyon: Sosyal hizmet uzmanı kişiyi içinde bulunduğu durum için destek alabileceği kişi veya kurumlara yönlendirir. Genel destek: Sosyal hizmet uzmanı kişiyi aktif dinleme yöntemi ile tehdit edici olmayan bir tavırla dinler. Kişinim sorunu ile ilgili rahatça ve serbestçe konuşmasına olanak sağlar. Klasik yardım: Sosyal hizmet uzmanı kişiye, benzer sorunlar yaşayan diğer kişilerin iyileşmek için kullandığı psikolojik görevler verir.
Görev Odaklı Yaklaşım
Bir sorun veya durum tartışıldıktan sonra müracaatçılar, bu noktadan sonra ne yapacaklarının farkına varırlar ama eyleme geçemeyebilirler. Bu yaklaşım müracaatçılara harekete geçmeleri ve ne yapacaklarına dair plan oluşturmada yardımcı olur. Sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçı birlikte açık, net ve anlaşılır bir eylem planı yaparlar. Bu planın kapasımda yapılacakların belirli bir zaman sınırı vardır. Bu şekilde müracaatçıların motivasyonu da artırılmış olur. Sosyal hizmet uzmanı bu yaklaşımı uygularken müracaatçısını çok yakından takip etmeli ve eylemeleri denetlmelidir.
SOSYAL HİZMET VE ETİK
Etik, doğru ve yanlış davranışların neler olduğunu ortaya koymak için sistematik, tavsiye edici ve savunucu bir kavramasallaştırma sunan bir alandır. Etik, insanlara doğru eylemlerin hangileri olduğunu gösterir.
Amerikan Ulusal Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (NASW) bu ihtiyaç ışığında tüm dünyadaki sosyal hizmet uzmanların rehberlik etmesi ve etik ilkeler konusunda bir standart oluşturması için sosyal hizmet mesleğinin etik ilke ve sorumluluklarını bir araya getirerek ortaya koymuşlardır. 1996 tarihli Ulusal Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Kongerisinde görüşülüp onaylanan ve 2008 tarihli Kongre’de tekrar gözden geçirimiştir.
SOSYAL HİZMET MESLEĞİNİN ETİK İLKE VE SORUMLULUKLARI
1. Her insanın kendine özgü bir değeri vardır ve bu değer onun saygı görmesini gerektirir. 2. Her insanın, başkasının hakkını ihlal etmemek koşuluyla, kendisini geliştirme hakkı ve toplumun gelişimine katkı verme sorumluluğu vardır. 3. Her toplum, yönetim biçimi ne olursa olsun, tüm üyelerinin en üst düzeyde yararı için işlev görmeli; üyelerinin kendilerini geliştirmeleri için gerekli koşul ve olanakları sağlamalıdır. 4. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde ve kaynağını bu Bildirge'den alan diğer uluslararası belgelerde ifade edilen, bireylerin ve grupların temel insan haklarına saygı gösterilmelidir. 5. Sosyal hizmet uzmanlarının kendilerinin yardımına ve tavsiyesine gereksinim duyan herkese (cinsiyet, yaş, özürlü olma, renk, ırk, toplumsal sınıf, dil, din, siyasal görüş ve cinsel tercih durumuna göre ayrım yapmaksızın) mümkün olan en iyi hizmeti sunar. 6. Sosyal hizmet uzmanları mesleki tutum, karar ve eylemlerinde sosyal adaletsizlikle mücadele eder. Bu nedenle: • Özellikle incinebilir, baskı altındaki birey ve gruplarla birlikte ya da onlar adına toplumsal değişmeyi sağlamak için çaba gösterir; • Öncelikle yoksulluk, işsizlik, ayrımcılık gibi toplumsal sorunlarda odaklaşır; • Toplumsal sorunlara ilişkin bilinç ve duyarlılık düzeyinin yükseltilmesini amaçlar ve karar sürecine etkin katılımı sağlamak için çalışır. 7. Sosyal hizmet uzmanlarının nesnel olma, mesleki bilgi ve becerilerini geliştirme, uygulama yaptıkları alanlarda yetkin olma sorumlulukları vardır. 8. Sosyal hizmet uzmanları gizlilik, mahremiyet/özel hayatın korunması ve mesleki çalışmalarında elde ettikleri bilgiyi sorumlu bir biçimde kullanma ilkelerine uyar. Bu ilkelerle ülke mevzuatı arasında uyuşmazlık olduğu zaman bile gizlilik ilkesine bağlı kalır. 9. Sosyal hizmet uzmanları müracaatçılarıyla işbirliği içinde çalışır ve onları en üst düzeyde katılım için destekler. Müracaatçılarına çalışmalarının yararlarına ve olası risklerine ilişkin bilgi verir. Çalışmalarında öncelikle müracaatçılarının yararını gözetir; bununla birlikte üçüncü kişileri de gözardı etmez. 10. Sosyal hizmet uzmanları müracaatçılarından, sonuçları onların yaşamlarını etkileyebilecek eylemlerin belirlenmesinde, kendileriyle işbirliğine girmelerini ve sorumluluk almalarını bekler. Yasal zorlamanın gerekli olabileceği durumlarda, bir tarafın sorununun çözümü ilgili diğer kişilerin aleyhine sonuçlar doğuruyorsa, tarafların beyanları dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Ancak, sosyal hizmet uzmanlarından yasal zorlamanın kullanılmasını en aza indirmesi beklenir.
11. Sosyal hizmet uzmanları terörizm, işkence ya da benzer yollara başvuran kişi, grup, siyasal güç veya diğer güç odaklarına doğrudan ya da dolaylı bir biçimde destek vermez veya kayıtsız kalmaz.
12. Sosyal hizmet uzmanları, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği'nce hazırlanan Sosyal Hizmet Mesleğinin Etik İlkeleri ve Sorumluluklarını kabul eder ve etik temele dayalı olarak karar verir.
MÜRACAATÇILARA İLİŞKİN ETİK SORUMLULUKLAR
Müracaatçılara Bağlılık: Sosyal hizmet uzmanlarının temel sorumluluğu toplumsal sorumluluklarını da göz ardı etmeden, müracaatçılarının gereksinimlerini esas alarak, onların iyilik durumlarını geliştirmektir. Topluma ve müracaatçıya yönelik sorumlulukların çatışması durumunda müracaatçısına öneriler sunmalıdır.
Kültürel Yetkinlik ve Sosyal Farklılık: Sosyal hizmet uzmanları: a) Kültürü, kültürün insan davranışı üzerindeki etkisini ve toplumdaki işlevini anlamalı; her kültürün güçlü yönleri olduğunu kabul etmelidir. b) Müracaatçının kültürü hakkında bilgi sahibi olmalı
Kendi Kaderini Belirleme:
Mahremiyet ve Gizlilik: Sosyal hizmet uzmanları: a) Müracaatçıyla güven, gizlilik ve özel hayatın korunması; elde edilen bilginin sorumlu bir biçimde kullanılması temeline dayalı ilişki kurar ve sürdürür. b)Müracaatçılarından hizmet sunumu, sosyal inceleme ve araştırma için gerekli olmadıkça mahremiyet içeren bilgi istememelidir. Mahremiyet içeren bilginin alınması durumunda gizlilik ilkesine uymalıdır. c) Gizli bilgiyi ancak, müracaatçının veya müracaatçı adına onay vermeye yasal olarak yetkili bir kişinin bilgilendirilmiş onayı olması durumunda açığa vurabilir. d)Profesyonel hizmet sunumu sırasında elde edilen tüm bilgilerin gizliliğini - mesleki zorunluluklar hariç- sağlamak zorundadır.
Bilgilendirilmiş Onay: Sosyal hizmet uzmanları: a)Mesleki ilişki çerçevesinde hizmet sunarken, hizmetlerin amacı, süresi, olası riskleri ve sınırlılıkları, hizmet seçenekleri ve hizmetleri onaylama ya da onayını geri çekme hakkı konularında açık, anlaşılır bir dille müracaatçıları bilgilendirmeli ve müracaatçıya soru sorma fırsatı sağlamalıdır. b)Müracaatcıların okuma-yazma bilmemeleri ya da uygulama ortamında kullanılan dili anlamada güçlük çekmeleri durumunda, müracaatçıların konuyu kavramaları için gerekli adımları atmalıdır. Bunun için müracaatçılara ayrıntılı bir sözel açıklama yapmalı; gerekirse bir çevirmen bulma veya bu konuda açıklayıcı bilgi verebilecek kişilerden yararlanmalıdır. c)Müracaatçıların bilgilendirilmiş onay verme kapasitesinin olmaması durumunda, uygun üçüncü şahıslardan izin alarak ya da müracaatçıların kavrama düzeyine göre onları bilgilendirerek, müracaatçının haklarını korumalı ve üçüncü şahısların müracaatçının arzusuna ve gereksinimine göre hareket etmesini sağlamalıdır.
Kayıtlara Ulaşma: Müracaatçıların kendileriyle ilgili kayıtlara makul ölçülerde ulaşmalarını sağlamalıdır.
Hizmetlerin Kesintiye Uğramaması :Sosyal hizmet uzmanları yer değiştirme, hastalık, sakatlık ya da ölüm gibi beklenmedik durumlar nedeniyle hizmetlerin kesintiye uğramaması için makul çabayı harcayarak önlemler almalıdır.
Hizmetin Sonlandırılması: Gereksinim duyulmaması ya da müracaatçının gereksinimlerine yanıt verilememesi durumunda, müracaatçıya verilen hizmetleri ve mesleki ilişkiyi sonlandırmalıdır.
Çıkar Çatışmaları: Sosyal hizmet uzmanları: a) Çıkar çatışmalarına karşı duyarlı olmalı ve hizmetlerin mesleki anlayışla ve tarafsızca verilmesine engel olabilecek durumların ortaya çıkmasını önlemelidir. Mevcut ya da olası çıkar çatışması durumunda müracaatçıları bilgilendirmeli ve ortaya çıkabilecek sorunları müracaatçının ihtiyaçlarını temel alarak çözmeye çalışmalıdır. b) Herhangi bir mesleki ilişkiden dolayı haksız kazanç sağlamamalı ve kişisel, dinsel, siyasal ya da iş konularındaki çıkarları doğrultusunda müracaatçılarını kullanmamalıdır.
10. Duygusal/Cinsel İlişki: Sosyal hizmet uzmanları şu anki ve geçmişteki müracaatçılarıyla ister isteğe bağlı isterse zorla olsun, duygusal/cinsel aktivitelere ya da temasa girmemelidir. 11. Fiziksel Temas: Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçıya psikolojik açıdan zarar verme olasılığı varsa, müracaatçıyla fiziksel temas (kucaklaşmak gibi) kurmamalıdır. Müracaatçıyla fiziksel temas kurulması durumunda, bu fiziksel temasın açık, makul ve kültürel açıdan kabul edilebilir sınırlarını oluşturmaktan sorumludur. 13. Cinsel Taciz: Sosyal hizmet uzmanları müracaatçılarını cinsellik içeren sözler ya da davranışlar vb. ile taciz etmemelidir.
MESLEKTAŞLARA VE DİĞER MESLEK ELEMANLARINA İLİŞKİN ETİK SORUMLULUKLAR
1-Saygı
Sosyal hizmet uzmanları : a) Meslektaşların ve diğer meslek elemanlarına, sahip oldukları niteliklere, görüşlere ve yükümlülüklere saygı duymalıdır. b) Müracaatçılarıyla ve diğer meslek elemanlarıyla iletişimlerinde, meslektaşlarını sorumsuz, dayanaksız ve haksız olarak eleştirmekten kaçınmalıdır.
2-Gizlilik : Sosyal hizmet uzmanları, mesleki ilişki ve kayıt sürecinde meslek elemanlarıyla paylaştıkları bilgilerin gizli kalmasına özen göstermelidir.
3-Disiplinlerarası İşbirliği: Sosyal hizmet uzmanları : a) Etkili hizmet sunumu için; disiplinlerarası ekip çalışmasında, ekibin her üyesinin mesleki ve etik sorumluluklarının neler olduğunun ekibin tümü ve her bir üyesi açısından ortaya konulmasını sağlamalıdır. b) Diğer meslek elemanlarının yaptıkları çalışmalara ve aldıkları eğitime saygı duymalıdır. c) Disiplinlerarası bir ekipte, müracaatçılar hakkındaki kararlara sosyal hizmet mesleğinin bakış açısını, değerlerini ve deneyimlerini koyarak katılmalıdır. d) Ekip kararının etik sorun çıkaracağı konusunda kaygı duyuyor ise, bu anlaşmazlığı uygun bir biçimde çözmeye çalışmalıdır.
4-Meslektaşlarin Yer Aldığı Çatışma ve Anlaşmazlıklara Yaklaşım: Sosyal hizmet uzmanları : a) Bir meslektaşının işvereni ile yaşadığı bir çatışmayı (sorunu) kendisi için avantaj olarak ya da kendi çıkarına hizmet edecek şekilde kullanmamalıdır. b) Meslektaşları ve diğer meslek elemanlarıyla olan çatışma ve anlaşmazlıklarda müracaatçılardan yararlanmamalı ve müracaatçıları bu çatışma ve tartışmalara dahil etmemelidir.
5-Konsültasyon: Sosyal hizmet uzmanları : a) Müracaatçıların menfaatine olacağını düşünmeleri halinde meslektaşlarının önerilerine ve danışmanlığına başvurmalıdır. b) Meslektaşlarının yetkinlik ve uzmanlık alanlarından haberdar olmalıdır. Konsültasyon isterken konusunda bilgisini, uzmanlığını ve yetkinliğini kanıtlamış meslektaşlarına danışmalıdır. c) Müracaatçılarla ilgili olarak meslektaşlarına danışırken, sadece konsültasyon için gerekli olan bilgiyi açığa vurmalıdır.
6-Hizmetlere Havale: Sosyal hizmet uzmanları : a) Müracaatçılara tam olarak hizmet verilebilmesi için diğer meslek elemanlarının ihtisaslaşmış bilgisine ya da uzmanlığına gereksinim duyulduğunda; kendi mesleki müdahalelerinin etkili olamayacağına ya da anlamlı gelişme sağlayamayacağına inanmaları ve ilave hizmetlere gereksinim olması durumunda müracaatçılarını başka meslek elemanlarına havale etmelidir. b) Müracaatçılarını diğer meslek elemanlarına havale ederken, sorumluluğun aktarımında uygun adımları atmalıdır.
7-Cinsel Konular: Sosyal hizmet uzmanları : a) Süpervizör ya da eğitimci olarak işlev görmesi durumunda, süpervizyon hizmeti verdiği kişiler, öğrenciler, eğitim alanlar ya da üzerinde mesleki otoritesinin olduğu başka meslektaşlarını cinsel açıdan taciz (sarkıntılık, cinsel tahrik, cinsel ilişki talebi ve cinsellikle ilgili diğer sözel ya da fiziksel eylemler vb.) etmemeli ve onlarla cinsel aktvitelere ya da temasa girmemelidir. c) Aralarında çıkar ilişkisi olabilecek meslektaşlarıyla cinsel ilişki kurmaktan kaçınmalıdır. Böyle bir durumda, ilgili mesleki sorumluluklarını bir başka meslek elemanına devretmelidir.
8-Meslektaşların Zayıf Yönleri ve Yetersizlikleri: Sosyal hizmet uzmanları : a) Bir meslektaşının fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik sorunlar, alkol ve madde bağımlılığı nedeniyle zayıflıklar göstermesi, mesleki açıdan yetersiz olması ve bu durumun mesleki uygulamadaki etkililiğine zarar vermesi konularında doğrudan bilgi sahibi olursa, öncelikle o meslektaşıyla görüşmeli ve sorunun çözümü yönünde harekete geçmesi için ona yardımcı olmalıdır. b) İlgili meslek elemanı çözüm konusunda gerekli adımları atmaz ise; Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, ilgili eğitim ve meslek kuruluşları gibi uygun kanalları harekete geçirmelidir.
9-Meslektaşların Meslek Etiğine Aykırı Uygulamaları: Sosyal hizmet uzmanları a) Meslek etiğine ilişkin politika ve prosedür hakkında bilgi sahibi olmalıdır. b) Meslektaşlarının meslek etiğine aykırı uygulamalarını önlemek, belirlemek, düzeltmek ya da vazgeçirmek için gerekli önlemleri almalıdır. c) Bir meslektaşının meslek etiğine aykırı uygulamalarına tanık olduğunda, mümkünse ve böyle bir tartışmanın yararlı olacağına kanaat getirirse, durumu öncelikle o meslektaşıyla ele almalı ve çözüm bulmaya çalışmalıdır. d) İlgili meslek elemanı çözüm konusunda gerekli adımları atmaz ise; Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, ilgili eğitim ve meslek kuruluşları gibi uygun kanalları harekete geçirmeli ve mümkün olduğu ölçüde müracaatçıları ve hizmet veren kurumları da bu sürece dahil etmelidir. e) Haksız yere meslek etiğine aykırı uygulama yapmakla suçlanan meslektaşlarına yardım etmeli ve onları savunmalıdır.
UYGULAMA ORTAMINA İLİŞKİN ETİK SORUMLULUKLAR
1-Süpervizyon ve Konsültasyon: Sosyal hizmet uzmanları uygulama ortamında süpervizyon ya da konsültasyon sistemini oluşturmak için çaba göstermelidir. Süpervizyon ya da konsültasyon veren sosyal hizmet uzmanları: a) Bu görevlerini uygun olarak yapabilme bilgi ve becerisine sahip olmalıdır. b) Kendi bilgi ve uzmanlık alanları dışına çıkmamalıdır. c) Süpervizyon verirken açık ve anlaşılır sınırlar oluşturmalıdır. d) Süpervizyon alanların performanslarını adil ve saygılı biçimde değerlendirmelidir.
2-Eğitim ve Öğretim: Sosyal hizmet uzmanları uygulama ortamında öğrenciler için alan eğiticisi ya da öğreticisi sistemini oluşturmak için çaba göstermelidir.
3-Müracaatçıların Kayıtları: Sosyal hizmet uzmanları, a)Kayıtlarını zamanında, tam ve doğru olarak, müracaatçılara verilen hizmetlerin sunumunu kolaylaştıracak ve gelecekte de sürekliliğini sağlayacak şekilde tutmalıdır. b)Hazırladıkları belgelerde gizlilik ilkesine uymalı ve bu belgelerde sadece hizmet sunumu için gerekli bilgilerin yer almasını sağlamalıdır. c)Kayıtları, gerektiğinde ulaşılması amacıyla, hizmetin sona ermesinden sonra da saklamalıdır.
4-Müracaatçının Havale Edilerek Gelmesi
5-Yönetim: Yönetici olan sosyal hizmet uzmanları: a Müracaatçıların gereksinimlerini karşılamak için kurum içinde ve dışında yeterli kaynakların oluşturulması için savunuculuk yapmalıdır. b) Çalışanların ihtiyacı olan süpervizyonu sağlamak amacıyla, kurum içi ve dışı kaynakları harekete geçirmek için gerekli adımları atmalıdır. c)Sorumlu oldukları çalışma ortamında Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Etik İlke ve Sorumlulukları’na bağlı olarak çalışılmasını sağlamalı; etik ilke ve sorumlulukları ihlal eden ve engelleyen koşulları ortadan kaldıracak gerekli önlemleri almalıdır.
6-İşverenlere Karşı Taahhütler: Sosyal hizmet uzmanları: a)Politika, prosedür ve uygulamalarıyla yeterli hizmeti vermeye çalışan ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Etik İlke ve Sorumlulukları’na uygun mesleki uygulamaları gerçekleştiren kurum ve kuruluşlarla çalışmalı ve işbirliğine girmelidir. b) Kurum ve kuruluşların beyan edilen amaç ve işlevlerini sorumlu bir şekilde yerine getirmesi, mümkün olan en iyi standartlara ve uygulamaya ulaşması için gerekli politika, prosedür ve uygulamaların gerçekleştirilmesi konusunda katkı vermelidir.
7-Yönetim - Çalışan Uyuşmazlıkları
MESLEK ELEMANI OLARAK SOSYAL HİZMET UZMANLARININ ETİK SORUMLULUKLARI
Yetkinlik: Sosyal hizmet uzmanları: Sadece yetkin olduğu veya yetkin olmaya konusunda istekli olduğu alanda sorumluluk kabul etmeli veya görev almalıdır.
Ayrımcılık: Sosyal hizmet uzmanları mesleki uygulamalarında; ırk, etnik ve ulusal köken, renk, cinsiyet, cinsel tercih, yaş, medeni durum, siyasal görüş, dinsel inanç, zihinsel ya da fiziksel özür temeline dayanan ayrımcılığın herhangi bir biçimine yer vermemeli; göz yummamalı; kolaylaştırmamalı ve ayrımcılık yapanlarla işbirliğine girmemelidir.
Kişisel Tutum: Sosyal hizmet uzmanları, mesleki sorumluluklarını yerine getirirken kişisel tutumlarının buna engel olmasına izin vermemelidir.
Dürüst Olmama: Sosyal hizmet uzmanları dürüst olmayan, hileli işlere katılmamalı; göz yummamalı ; bu durumlarla ilişkilendirilmemeye özen göstermelidir.
Zayıf Yönler: Sosyal hizmet uzmanları, Mesleki yönden sorumlu oldukları bireylerin yararını tehlikeye atacak ya da kendi mesleki karar ve performanslarına engel olacak bireysel sorunlarının, yasal problemlerinin, ekonomik yetersizliklerinin, fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlıkları ile ilgili güçlüklerinin mesleki çalışmalarını etkilemesine izin vermemelidir.
SOSYAL HİZMET UZMANLARININ SOSYAL HİZMET MESLEĞİNE İLİŞKİN ETİK SORUMLULUKLARI
Mesleğin Bütünlüğü: Sosyal hizmet uzmanları: a)Sosyal hizmet mesleğinin değerlerini, etik ilke ve sorumluluklarını, bilgisini ve yöntembilimini korumalı; bunların anlatılmasına, anlaşılmasına ve geliştirilmesine katkıda bulunmalıdır. Bunun için gerekli inceleme, araştırma, müzakere ve mesleğe yönelik sorumlu eleştiriyi yapmalıdır. b)Uygulamada mesleki standartları yükseltmek ve geliştirmek için çalışmalı; etkili ve mesleki standartlara uygun olmayan sosyal hizmet uygulamalarını önlemek için harekete geçmelidir.
TOPLUMA İLİŞKİN ETİK SORUMLULUKLARI
1.Sosyal Refah: Sosyal hizmet uzmanları bölgesel düzeyden başlayıp daha global düzeye doğru olmak üzere toplumun genel refah düzeyini artırmalı; bireylerin, toplumun ve çevrenin gelişimini sağlamalıdır. Sosyal hizmet uzmanları temel insan haklarının karşılanması için gerekli yaşam koşullarının sağlanması konusunda savunuculuk yapmalı; sosyal adaletin gerçekleştirilmesini destekleyen sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel değerler ve kurumların geliştirilmesine katkı vermelidir. 2. Toplum Katılımı :Sosyal politikaların ve kurumların oluşturulmasında toplumun bilinçli katılımını kolaylaştırmalıdır.3.Toplumun Acil Gereksinimleri: Sosyal hizmet uzmanları toplumun acil gereksinimlerinin kapsamlı olarak karşılanması için uygun profesyonel hizmetleri sağlamalıdır. 4-Sosyal ve Siyasal Aksiyon: Sosyal hizmet uzmanları: İnsanların temel ihtiyaçlarını karşılamaları ve tam olarak gelişmeleri için kaynaklara, istihdam olanaklarına, hizmetlere ve fırsatlara eşit biçimde ulaşmalarını sağlamak amacıyla sosyal ve siyasal aksiyonlara katılmalıdır. Sosyal hizmet uzmanları siyasal arenanın uygulama üzerindeki etkisinin farkında olmalıdır. Temel insan ihtiyaçlarının karşılanması ve sosyal adaletin gerçekleştirilmesi amacıyla politikalarda ve yasal düzenlemelerde değişiklik yaratmak üzere savunuculuk yapmalıdır.
SOSYAL HİZMETİN YÖNTEMLERİ
Sosyal hizmetin temelde kullandığı üç yöntem bulunmaktadır. Bunlar Bireylerle Sosyal Hizmet, Gruplarla veya Ailelerle Sosyal Hizmet ve Toplumla veya Örgütlerle Sosyal hizmettir. Birlikte çalışılan müracaatçı grubunun özelliklerine göre seçilecek yöntem değişecektir. • Bireylerle sosyal hizmet yönteminde, sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçı arasında karşılıklı ikili bir ilişki bulunur. Sosyal hizmet uzmanı bu ilişkiyi müracaatçının sorunlarını çözmek için kullanır. • Gruplarla sosyal hizmet yönteminde benzer sorunlara sahip olan müracaatçılardan bir grup oluşturulur ve bu grubun ortak paylaşım süreçleri ile birbirlerine yardım etmesi amaçlanır. • Toplumla veya örgütlerle yapılan sosyal hizmet, belirli bir politika veya uygulamaların insanların iyilik hallerini artırmaya yönelik olarak değiştirilmesini amaçlar.
1-Bireylerle Sosyal Hizmet
Sosyal hizmetin bireylerle birebir çalışma esasına dayanan yöntemine kısaca bireylerle sosyal hizmet denilir. Bireylerle sosyal hizmet uygulaması, sosyal kişisel çalışma veya vaka çalışması olarak da ifade edilebilir. • Bireylerle sosyal hizmetin öncüsü Mary Richmond olarak kabul edilir. Mary Richmond’ın 1915 yılında yayınladığı “Sosyal Teşhis” kitabı hem sosyal hizmet alanında yayınlanmış ilk kitap hem de bireylerle sosyal hizmetin temellerin atıldığı ilk kitap olma ünvanını taşımaktadır.
Bireylerle sosyal hizmet uygulamasının amaçları; İnsanların uyum kapasitelerinin geliştirilmesi Bireyin içsel sorunları saptamak, anlamak ve çözüm getirmek Bireyi güçlendirmek Sorunları önlemek İçsel kaynaklar geliştirmektir.
Bireylerle Sosyal Hizmetin İlkeleri
Bireyselleşme (bireysellik ilkesi) Duyguların amaçlı olarak ifade edilmesi Duyguların kontrol edilmesi Kendi kaderini tayin hakkı (self-determinasyon) Kabul etme Yargılayıcı olmayan yaklaşım Gizlilik
Bireylerle Sosyal Hizmet Uygulamasının Basamakları
1- Tanışma/Bağlantı Kurma Basamağı: Tanışma/bağlantı kurma basamağında yapılan ilk görüşme oldukça önemlidir ve bu ilk görüşmede müracaatçının sosyal geçmişi ve sorunu hakkında bilgi alınır. Ayrıca müracaatçının mesleki ilişkinin devamında kurulacak ilişki konusunda güven duyması için gereken adımlar atılır.
Ön Değerlendirme Basamağı: Tanışma/bağlantı kurma basamağında elde edilen bilgilerin ışığında bir ön değerlendirme yapılır. Bunun amacı kişinin durumunun ve sorununun ortaya konması ve çözüm için neler yapılacağına dair ilk kararların alınmasıdır.
Planlama Basamağı: Ön değerlendirme basamağında elde edilen bilgiler ışığında mesleki müdahalenin nasıl ilerleyeceğinin planlanması bu aşamada gerçekleşir.
Uygulama Basamağı: Planlama yapıldıktan sonra bu planların hayata geçirilme aşaması uygulama basamağıdır. Planlı müdahalelerin gerçekleşmesi için sosyal hizmet uzmanının mesleki bilgileri ve mesleki ilişki kurma teknikleri olduça önemlidir.
Mesleki İlişki Kurma ve Sürdürme Teknikleri
1-Empatik İletişim Kurma Tekniği: Müracaatçının duygularını doğru ve ilgili bir şekilde kavrayabilme ve bu kavrayışı da müracaatçıya aktarabilme becerisi empatik iletişimi tanımlar. Bu şekilde müracaatçı anlaşıldığını hisseder. 2-Açık Sözlü Olma Tekniği (saydam olma): Mesleki ilişki sırasında sosyal hizmet uzmanı karşısındaki müracaatçısına saygı duymalı ve ona karşı açık sözlü davranmalıdır. 3-Yapıcı Geribildirim Verme Tekniği: Mesleki ilişki sırasında sosyal hizmet uzmanı müracaatçı da gördüğü güçlü yönleri, ona aktarmalıdır. Bu şekilde müracaatçının güçlendirilmesi sağlanır. 4-Güvenilir Olma Tekniği: Mesleki ilişki de her ne kadar müracaatçı ile beraber çalışılsa bile sosyal hizmet uzmanı mesleki yetkinliği ve deneyimi olan bir çalışan olarak görülmelidir. 5-Konuşma ve Davranışları Sınırlandırma Tekniği: Müracaatçı ve sosyal hizmet uzmanı arasında kurulan ilişki mesleki ilişkidir ve mutlaka o sınırlar içinde kalmalıdır. Arkadaşlık kurmak, duygusal yakınlık, ayrıcalıklı davranılmak gibi istekler uzman tarafından kontrollü bir biçimde sınırlandırılmalıdır. 6-Açık ve Kapalı Uçlu Sorular Sorma Tekniği: Kapalı uçlu sorular kim, ne, nasıl, nerede gibi cevabı kısa ve net olabilecek sorular anlamına gelir. Açık uçlu sorular ise karşıdaki kişinin kendi istediği şekilde anlatarak konuşmasına yardım eder. 7-Açık ve Net Cevap Verme Tekniği: Ortaya konulan düşünceleri ve duyguları açık ve net bir şekilde anlamak oldukça önemlidir. Bu nedenle müracaatçının açık ve net cevaplar vermesi istenir 8-Özetleme Tekniği: Özetlemek aslında yeniden gözden geçerimek anlamına gelir. Görüşmede konuşulanlar, konuların biribirlerine olan etkisi özetleme tekniği ile ortaya konur. Uzman, konuşulanları özetleyerek müracaatçının anlattıklarını da önemsediğini ve unutmadığını göstermiş olur. 9- Odaklanma Tekniği: Mesleki ilişki sonlu ve sınırları olan bir ilişkidir. Planlama basamağında ortaklaşa karar verilen sorun ve konuların dışında çıkmamak gerekir.
Başarılı bir mesleki müdahale için aşağıdaki davranışlardan mutlaka uzak durmak gerekir. Ahlakçı ve emredici cümleler kullanmak, Zamansız ve yersiz tavsiyelerde bulunmak, Müracaatçıyı ikna etmeye çalışmak Müracaatçıyı suçlamak veya suçlu hissettirmek, Müracaatçıyı eleştirmek ve yargılamak, Müracaatçı karşısında mesleki analizlerde bulunmak Alay etmek, şakaya vurmak, Hafife almak, Korkutmak, tehdit etmek, Yönlendirici sorular sormak, Teselli etmek Pasif davranmak, Konuşmayı uygun olmayan yerde kesmek, Ard arda sorular sormak, Günlük muhabbetlere kaymak Müracaatçının ifadelerine sürekli benzer tepkiler vermek (hmm, evet, anlıyorum gibi), Geçmiş üzerinde çok durmak Gereksiz yere kendinden örnek vermek, Görüşme sırasında kişiyi zorlamak
Son Değerlendirme Basamağı:Bireylerle sosyal hizmet uygulamasının son değerlendirme basamağında, uygulama basamağından sonra hedef ve amaçlar doğrultusunda ne kadar başarılı olunduğu değerlendirlir. Bu basamakta tüm uygulama, uygulama araçları, yöntem ve teknikler de değerlendirilir.
Sonlandırma (Bağlantıyı Kesme) Basamağı : Mesleki ilişki, sonu olan ve belirli bir zaman dönemini kapsayan bir ilişkidir. Bu nedenle de bir sonu olması kaçınılmazdır. Bağlantı kurma ve planlama basamaklarında mesleki ilişkinin tahmini sonu müracaatçı tarafında da bilinir hale getirilmiş olmalıdır. Müracaatçı uygulama basamağında da sonlanma için hazırlanır.
İzleme Basamağı: İzleme çalışması müracaatçının sonlanmış olan mesleki ilişkinin ardından elde ettiği beceri ve kazanımlarını sürdürüp sürdürmediğinin gözlemlenmesi için belirli bir süre sonrasında gerçekleştirilen görüşme anlamına gelir. Fakat sosyal hizmet uzmanlarının iş yüklerinin çok fazla olmasından dolayı çoğu zaman bu basamak gerçekleştirilemez. • İzleme görüşmesinin amacı müracaatçının müdahale sürecinde kazandığı kazanımların sürdürülmesi ve pekiştirilmesine yardımcı olmaktır. Eğer mümkün ise sosyal hizmet uzmanı, mesleki ilişkinin sonlanmasından sonraki 3., 6. Ve 12. Aylarda izleme görüşmeleri yapmalıdır.
2.Gruplarla Sosyal Hizmet: Sosyal hizmetin kullandığı temel yöntemlerden bir diğeri ise grup çalışmasıdır. Grup çalışması bireylerin sosyal işlevselliğini grup deneyimi ile geliştirmesine yardım eden ve onların kişisel veya toplumsal sorunları ile baş edebilmesine yardım eden bir çalışma türüdür.
Sosyal hizmet bakış açısından grup ise iki veya daha fazla kişiden oluşan ve bu kişilerin belirli statü ve rol ilişkilerine sahip olduğu, belirli norm ve kurallara göre işleyen bir sosyal sistemdir. Aslında grup, içinde bulunan üyelerin arasındaki ilişkiler ağından meydana gelir. Bu nedenle grup yapısı olan, bir aşamaya kadar etkileşim, özgürlük ve sınırları olan bir sosyal sistemdir.
Grup çalışmasının özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Sosyal hizmet uzmanı grup çalışmasına sadece rehberlik eder. Grup çalışması insani değerler ışığında yapılır Grup çalışması karşılıklı yardıma değer verir Grup çalışmasının amacı gelişim için deneyim, büyüme ve fırsatlar sunmaktır .
Grup çalışmasının amaçları; Grup çalışması bireylere birlikte yaşama ve çalışma konusunda ve duygusal/fiziksel gelişim için grup aktivitelerine katılma konusunda eğitim vermek, Bireylerin aile ve grup içinde iyi bir yaşam sürdürmesini sağlamak, Farklı grup süreçlerini kullanarak bireylerin farklı kişilik özellikleri ve davranışlar geliştirmesine yardım etmek, Bireylerin demokratik işleyen bir ortam içinde sorumluluk almayı öğrenmesine yardım etmek, Boş zamanların iyi değerlendirilmesine katkı sağlamak, Belirli davranış rollerini öğretmek, İnsanları sosyal değişime hazırlamak, Grup terapisi uygulayarak bireylerin fiziksel, ruhsal ve duygusal dengesini sağlamaktır.
Yalom’a göre grup çalışmasının yedi faktörü vardır.
Umut Aşılama Evrensellik Bilgi Aktarma Özgecilik Aile Deneyimlerinin Düzeltici Bir Şekilde Kullanılması Sosyalleşme
Gruplarla Sosyal Hizmet Uygulamasının Basamakları
Bireylerle sosyal hizmet uygulamasında olduğu gibi gruplarla çalışırken de tanışma/bağlantı kurma, ön değerlendirme, planlama, uygulama, son değerlendirme, sonlandırma/bağlantıyı kesme ve izleme aşamaları bulunmaktadır.
Toplumla Sosyal Hizmet
Toplumla Sosyal Hizmet Uygulamasının Basamakları:
1-Tanışma/Bağlantı Kurma Basamağı: Toplumla sosyal hizmetin odağı olan toplum tam olarak anlaşılmadan bir müdahale gerçekleştirilmesi zordur. Bu nedenle sosyal hizmet uzmanı hedef olarak belirlediği toplumu ve özelliklerini incelemeli ve tanımalıdır. Müdahale yapılacak toplum hakkında bilgi toplanmalıdır. Fakat toplum sürekli değişen bir olgu olduğundan dolayı bu bilgi toplama süreci sadece bağlantı kurma basamağında gerçekleşmez. Uygulamanın tüm basamaklarında güncel bilgilerin toplanması süreci devam eder.
2-Ön Değerlendirme Basamağı: Ön değerlendirme yapmak aslında toplumu anlamak ve analiz etmek anlamına gelir. Bir toplumu değerlendirirken yukarıdaki bilgilere ek olarak tarih ve nüfus bilgileri, ekonomik, siyasal, eğitim, sosyo-kültürel, insani hizmet sistemleri incelenmelidir.
3-Planlama Basamağı: Ön değerlendirme ve bağlantı kurma basamaklarında elde edilen bilgiler ile hedeflenen değişimi gerçekleştirmek için planlama yapmak oldukça önemlidir. Planlama basamağında sosyal hizmet uzmanı aşağıdaki maddelere göre hareket etmelidir. Müracaatçıyla Çalışma Problemleri Önceliklerine Göre Sıralama Problemleri Gereksinimler Şeklinde İfade Etme Müdahale Düzeyini Belirleme Amaçları ve Hedefleri Belirleme Sözleşme Yapma
4-Uygulama Basamağı: Belirlenen amaçlar doğrultusunda yapılan planlamardan sonra artık bu planların uygulanması basamağına geçilebilir. Uygulama yapılırken planlara da uygun olarak kullanılabilecek birkaç yöntem bulunmaktadır. • Bunlar mahalle ve toplum örgütlenmesi, işlevsel toplumların örgütlenmesi, sosyal ve ekonomik kalkınma, sosyal planlama, program geliştirme ve toplum liyezonu, eşyönetim oluşturma, politik ve sosyal aksiyon ve toplumsal hareketlerdir.
Mahalle ve Toplum Örgütlenmesi: Sosyal sorunları çözümlemek ve planlı eylem yoluyla sosyal iyilik halini geliştirmek için belli bir coğrafyada yaşayan insanlara yardım edilir. Amaç coğrafi alanda yaşayan insanların daha etkili, daha verimli ve destekleyici bir sosyal çevreye sahip olmaları için çalışmak ve sosyal ilişkileri güçlendirici eylemlerde bulunmaktır.
İşlevsel Toplumların Örgütlenmesi: Bu yöntemde ise belirli bir coğrafi bölge sınırlaması olmadan toplumun belirli bir kesimine odaklanılır. Üzerinde çalışılmak üzere seçilen konu hakkında kabul ve sosyal içermenin artması için sosyal adalet ve refah anlayışı içinde savunuculuk yapılır. Örneğin AIDS hastalarının, eşcinsellerin haklarının savunulması buna örnek olarak verilebilir. Temel amaç sosyal adaleti gerçekleştirebilmektir.
Sosyal ve Ekonomik Kalkınma: Esas olarak sosyal ve ekonomik kalkınma sosyal hizmetin temel odaklarından biridir. Kalkınma modellerinde amaç düşük gelirli ve baskı altındaki insanlara ekonomik ve sosyal fırsatlar yaratmaktır. Toplum çalışması kapsamında ise amaç sosyal ve ekonomik kalkınma için yapılan planların düşük gelirli ve gerçekten ihtiyaç duyan insanların yaşadığı bölgelere yönlendirilmesine yardım etmektir.
Sosyal Planlama: Sosyal planlama bir sorunun çözümü için teknik süreci vurgular ve sanayileşme ile karmaşık hale gelen toplumsal değişimi gerçekleştirmek için rehberlik edecek çok iyi eğitimli ve becerili planlayıcıları kullanır. Burada tanımlanan eğitimli ve becerili planlayıcılar sosyal hizmet uzmanıdır. Sosyal hizmet uzmanı veri toplar, verileri çözümler, programlar tasarlar ve programların uygulamasını denetler.
Program Geliştirme ve Toplum Liyezonu: Bu yöntemin amacı yeni hizmetler tasarlamak ya da var olan hizmetleri geliştirmektir. Toplumsal hizmetlerin etkisini geliştirmek için kurumlarda programlar geliştirmek ve yeni hizmetler oluşturmak da diğer amaçlardandır. Bu açıdan istenen değişimler için kurum programlarına fon sağlayanlar hedef alınır. Sosyal hizmet uzmanları bu yöntem kapsamında sözcü, planlayıcı, yönetici ve öneri yazıcı rollerini alır.
Eşyönetim Oluşturma: Eşyönetim farklı grupların sosyal değişim için bir arada ve uyumlu çalışması anlamına gelmektedir. Bir çeşit işbirliğidir. Bu yöntemde amaç değişim ve kaynak yönetimi için çoklu- örgütsel güç temelini geliştirmektir. Değişim için hedeflenen sistemler seçimle gelen görevliler, vakıflar ve hükümete bağlı kurumlardır. Sosyal hizmet uzmanı arabulucu, müzakereci, sözcü ve örgütleyici rolleri üstlenir.
Politik ve Sosyal Aksiyon: Bu yöntem, demokratik ve sosyal adaletle uyumlu olarak daha fazla hizmet ve kaynak elde edebilmek için güç yapısına baskı oluşturmak amacıyla örgütlenmeyi kapsar. Sosyal adaleti gerçekleştirmek için eylem yaparak politikaları değiştirmek temel odak noktasıdır. Bu yöntemin değişim için hedeflendiği sistemler oy sahibi halk ve seçimle gelen görevlilerdir. Temel amaç ise politik güç elde etme ve kurumsal değişimleri sağlamaktır. Sosyal hizmet uzmanının rolleri ise savunucu, örgütleyici, araştırmacı ve adaydır.
5-Son Değerlendirme Basamağı
Yapılan toplum çalışması sonrasında elde edilen sonuçların değerlendirmesi aşaması son değerlendirme kapsamında yapılabilir. Hedeflenen değişimlerin elde edilip edilemediği, toplum çalışması sonucunda hedeflenen müracaatçı grubunun fayda görüp görmediği, çalışmanın süreçlerinin ayrıntılı incelenmesi, gerçekleşen değişimin ardından uygulanan programların sonuçları ve izlenmesi değerlendirilir.
6-Sonlandırma Basamağı:
Toplum çalışması sürecinin sona ermesi bu basamakta gerçekleşir. Uygulanan çalışmanın ardından yapılan değerlendirmeye göre uygulamanın başarılı olduğuna veya olmadığına karar verilir. Ardından eğer istenilen değişim ve gelişim oluşmamışsa sosyal hizmet uzmanı uygulamaların devam etmesine karar verebilir.
7-İzleme
Bu basamak planlanan değişim sürecinin son basamağıdır. Toplumla çalışma kapsamında gerçekleşen eylemlerin etkilerinin denetlenmesi izleme basamağında gerçekleşir. İstenilen değişimlerin sürüp sürmediği de bir başka izleme unsurudur. Fakat bu basamağın tamamlanması oldukça zordur. Sosyal hizmet uzmanlarının iş yükleri fazla olduğundan dolayı izleme çalışmalarının yapılması sekteye uğrayabilir.
SOSYAL HİZMETİN ALANLARI
Sosyal hizmetin çalıştığı alanlar; okul, çocuk ve gençlik, engellilik, yaşlılık, suçluluk, alkol ve madde bağımlılığı ve ailedir. Tüm bu sosyal hizmet alanları ilerleyen bölümlerde ayrıntısıyla ele alınacaktır.
Tıbbi Sosyal Hizmet
1905 yılında Richard C. Cabot Massachusetts Genel Hastenesinde sosyal hizmet birimini kurmuştur. Tıbbi sosyal hizmetin başlangıcı bu tarih olarak değerlendirilebilir. Ülkemizde de hastaneler bünyesinde hasta hakları ve sosyal hizmetler bölümleri bulunmaktadır.
Tıbbi sosyal hizmetin çalışma alanı esas olarak hastanelerdir. Hastane dışında tıbbi sosyal hizmet uzmanlarının diğer çalışma alanları madde bağımlılığı klinikleri, toplum sağlığı merkezleri, bakım evleri, ruh sağlığı klinikleri, toplum ruh sağlığı merkezleri ve kliniklerdir. Çalışma alanları göz önüne alındığında tıbbi sosyal hizmetlere klinik sosyal hizmet olarak da atıfta bulunulur.
Tıbbi sosyal hizmet uzmanlarının belirtilen çalışma alanlarında aldıkları roller şunlardır; Danışmanlık Bakım planlayıcısı Ekonomik destek sağlayıcı Savunucu Yasal danışman Yas danışmanı Bağlantı kurucu
Tıbbi sosyal hizmet fiziksel rahatsızlıklar ve hastalıklardan dolayı ortaya çıkan sosyal ve duygusal sorunların tedavi edilmesi için çalışır.
Çoğu hastalık ve rahatsızlık, özellikle kronik hastalık ekonomik olarak oldukça ağır bir yük getirir. Aileler çoğu zaman bu masrafların altında kalkamayabilir. Ekonomik olarak güçlük çeken aileler ve hastaların gereken desteği alması için sosyal hizmet uzmanı çalışır. Hasta ve yakınlarını ekonomik destek alabilecekleri kaynaklara yönlendirirler.
Tıbbi sosyal hizmet uzmanı hastalıkların duygusal ve sosyal boyutlarındaki sorunların giderilmesi amacıyla çalışır.
Tıbbi sosyal hizmet uzmanının sunduğu bazı hizmetler aşağıdaki gibidir: Ölümcül hastalığa sahip olan kişilere ve ailelerine bu durumla başa çıkabilmek için yardım etmek Tedavi veya ameliyat için farklı şehirlerden gelen hasta yakınlarına barınacak yer ayarlamak Doğumdan sonra terk edilmiş veya istenmeyen bebeklerin işlemlerini tamamlamak ve sosyal hizmet kurumlarına teslim etmek Alkol ve madde bağımlılığı bulanan hastalara danışmanlık yapmak veya gereken kurumlara havalelerini gerçekleştirmek Kronik hastalığı bulunan hastalara ve ailelerine psikososyal destek ile beraber ekonomik destek sağlamak İstismar, ihmal ve şiddet vakalarında gereken kollluk ve yasal güçlere haber vermek Herhangi bir şekilde bakıma muhtaç olan çocukların işlemleri ile ilgilenmek ve koruma altına almak Şiddet görmüş kadınları tespit ettiği zaman gereken yasal işlemleri başlatmak Hastaneden taburcu olunduğu zaman devam edecek olan sağlık ve bakım hizmetlerinin planlamasını yapmak Ameliyat veya tedavi konusunda korkuları olan hastalara duygusal destek sağlamak Hastane veya klinik içinde hastaların bir araya gelmesi, normalleşmesi ve sosyalleşmesi için aktiviteler düzenlemek veya yardım kampanyaları başlatmak
Uluslar arası Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (NASW) tıbbi sosyal hizmet uzmanlarının sahip olması gereken bazı standarları belirlemiştir.
Tıbbi sosyal hizmet uzmanı sosyal hizmet mesleğinin etik ilke ve sorumluluklarına göre hareket eder ve karar verme süreçlerinde bu ilkeler kendisine rehberlik eder. Tıbbi sosyal hizmet uzmanlarının müdahalelerinde özel bilgi ve becerilere ihtiyaçları vardır. Tıbbi sosyal hizmet uzmanı toplum hizmetleri hakkında geniş bir bilgiye sahip olmalı ve hastaları gerektiğinde uygun yerlere havale edebilmelidir. Tıbbi sosyal hizmet uzmanları, hastalar kendilerine ihtiyaç duyduğunda ulaşılabilir olmalıdır. Tıbbi sosyal hizmet uzmanı müracaatçılarının gizliliğini belirli sınırlar çerçevesinde korumalıdır. Tıbbi sosyal hizmet uzmanı gerektiğinde konsültasyon vermeli ve/veya süpervizyon almalıdır. Tıbbi sosyal hizmet uzmanı mesleki prosedürler ve gerekliliklere uygun olarak çalışmalıdır. Tıbbı sosyla hizmet uzmanı müracaatçıları ile yaptığı çalışmaları kurallara uygun olarak kayıt altına almalı ve dosyalarına işlemelidir. Tıbbi sosyal hizmet uzmanlarının bağımsız uygulamalar yapma hakkı vardır (Bunlar bireyle, grupla veya toplumsal çalışmalar olabilir). Tıbbi sosyal hizmet uzmanları baskı ve ayrımcılık karşıtı uygulamalar gerçekleştirmelidir. Tıbbi sosyal hizmet uzmanlarının mesleki olarak kendilerini sürekli geliştirmeleri ve bilgilerini güncel tutmaları beklenir.
Türkiye’de ise 2011 yılında Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafıdan sağlık kurum ve kuruluşlarında hizmet alan engelli, kimsesiz, yoksul, sağlık güvencesi olmayn, mülteci, sığınmacı, aile içi şiddet mağduru hastalar öncelikli olmak üzere sosyal hizmet müdahalesine ihtiyaç duyan tüm hastaların tedavi süreçlerinde yaşadıkları psikososyal ve ekonomik sorunların çözülmesi amacıyla bir tıbbi sosyal hizmet uygulamaları yönergesi hazırlanmıştır. Hazırlanan yönergede sağlık kurum ve kuruluşları bünyesindeki sosyal hizmet birimlerinde çalışan sosyal hizmet uzmanlarının görev sorumlulukları belirlenmiştir.
Buna göre sosyal hizmet uzmanlarının görev ve sorumlulukları şunlardır: Mesleki çalışmalarını ilgili mevzuata uygun olarak yürütmek Hastaneden hizmet alan kimsesiz, terk ve bakıma muhtaç olan, engelli, sağlık güvencesi olmayan, yoksul, aile içi şiddet mağduru, ihmal ve istismara uğramış, mülteci ve sığınmacı, insan ticareti mağduru, yaşlı, dul, yetim, kronik hastalığı bulunanlar, ruh sağlığı bozulmuş olanlar, alkol ve madde bağımlısı olanlar, yabancı uyruklu olup tedaviden yararlanamayan hastalar ve il dışından gelen hastalar öncelikli olmak üzere tıbbi sosyal hizmete ihtiyaç duyan hastalar için sosyal hizmet müdahalesini planlamak ve uygulamak Hastalığa ve tedavi sürecine uyum sağlamada zorlanan hastaların uyumunu sağlamak için gerekli sosyal hizmet müdahalelerinde bulunmak Hastanede yatarak tedavisi tamamlandığı halde ikamet adresine gidemeyecek durumda bulunan hastaların nakillerini koordine etmek Afet durumlarında gerekli sosyal hizmet müdahalesini planlamak ve uygulamak Tıbbi sosyal hizmetlerle ilgili olarak hastane personeline, hasta ve hasta yakınlarına yönelik eğitimler düzenlemek ve vermek Mesleği ile ilgili kongre, sempozyum, eğitim vb. toplantılara katılmak Mesleki projeler planlamak ve uygulamak Rapor ve kayıtları gizlilik ilkesine uygun olarak tutmak
Aile ve Sistem Yaklaşımı
Aile; ebeveyn, çocuklar ve geniş aile gibi alt sistemlerden oluşan bir birim sistemdir. Ailenin alt sistemleri, ailenin genel işlevi ile uyumlu ise homeostaz –denge- durumu sağlanmıştır. Fakat bu uyum bozulduğunda ve çatışma çıktığında sistem dengeyi kaybeder. Denge durumuna dönmek için aile üyeleri zarar verici davranışlarda bulunmaya başlar. İşte genellikle bu noktada mesleki yardım aranır veya gerekli görülür. Sistem terapisti, ortadaki sorunun nedeni birey gibi görünse de diğer aile üyelerinin davranışlarının da etkili olduğunu düşünür. Dahası sorun, diğer aile üyelerinin de davranışlarını etkiler. Bu durumda aile seviyesinde terapötik müdahale kullanmak gereklidir. Bu noktada sosyal hizmet müdahalesi gerçekleştirilir.
Aile Yaşam Döngüsü
Bireyler tahmin edilebilir gelişimsel aşamalardan geçerler. Bu kuram aynı zaman ailelere de uygulanmıştır. Gözlemlere dayanarak ailelerin de tahmin edilebilir aşamalardan geçtikleri ortaya konmuştur. Bu aşamalara aile yaşam döngüsü denilmektedir. • Tüm bu aşamalarda ailelerin karşılaşacakları sorunlar oldukça farklı olacaktır. Ailenin yaşam döngüsü içinde karşılaştığı sorunlara yönelik olarak sosyal hizmet uzmanının mesleki bilgileri mutlaka güncel olmalıdır. • Aile yaşam döngüsü sınıflandırılması ise Carter ve McGoldric tarafından yapılmıştır. Bu sınıflandırma ailenin kurulmasından önceki aşamadan başlar.
Duvall isimli uzman aile yaşam döngüsü sekiz aşamaya bölmüştür. Bu aşamalar; Ailenin başlangıcı (çocuksuz aile) Bebekli aile Okul öncesi çocuğu olan aile Okul yaşında çocuğu olan aile Ergen çocuğu olan aile Çocukların evden ayrılışı Ebeveynlik sonrası aile Yaşlanan ailedir.
Günümüzde Değişen Aile Kurumu
Bugünün değişen dünyası aileleri farklı şekillerde etkiler. Geçen yıllarda bir kaç ciddi sosyal değişim tipik aile oluşumunu ve ailenin yapısını değiştirmiştir. Bu değişimlerin nedenleri aşağıdaki gibi sıralanabilir. Bekar yetişkinlerin sayısında artış Evlenme yaşının artması Çocuk sahibi olmanın azalması İstihdamda kadın artışı Boşanmaların artması Tek ebeveynli ailelerin artması Yoksulluk içinde yaşayan çocukların artması Yeniden evlenme ve yeniden bir araya gelen ailelerin artması Çocuksuz geçen sürenin artması Çok kuşaklı ailelerin artması
Tek ebeveynli aileler ile çalışırken aşağıdaki müdahaleler uygulanabilir.
Sosyal hizmet uzmanının; tek ebeveynli ailelerin kaynakları ve güçlü yönlerini takdir etmesi ve yeniden düzenlemesi gerekir ve bu ailelerin zayıf yönlerine odaklanmaktansa güçlendirme yapması gerekir. Yeni danışmanlık ve ek hizmetler; tek ebeveynli ailelerin yaşam görevlerini yerine getirmesini kolaylaştırmak için gereklidir. Kendi kendine yardım ve destek grupları gereklidir. Ebeveyn-çocuk oyun grupları gerçekleştirilmelidir. Boşanma danışmanlığı hizmetleri verilmelidir. Aile yaşam eğitimi gereklidir. Ebeveynlik kursları geliştirilmelidir. Alternatif danışmanlık, fiziksel ve ruhsal doğum yardımı, yasal konularda danışmanlık, kişilerarası ilişkiler üzerine danışma, alternatif yaşam düzenlemeleri, babalık iddiası danışmanlığı, aile planlaması, eğitim ve kariyer danışmanlığı, kişisel gelişim danışmanlığı, finansal ve para yönetimi danışmanlığı, çocuk yetiştirme, çocuk gelişimi danışmanlıkları konularında hizmet verilmelidir. Hem toplum hem uygulama seviyesinde tek ebeveynli ailelerle çalışırken kültürel değişkenler, toplumsal cinsiyet ve yoksulluğun kadınlaşmasını anlamak çok önemlidir. Bu nüfus grubu ile çalışabilmek için tek ebeveynlik konusunda ilgili konuların farkında olmak gerekir.
Wallerstein boşanmanın aşamaları
Aşama 1 (Akut Dönem) • Ebeveynlerin tartışması, çatışması, sinir, öfke ve çoğu zaman ortak bir karar olmayan gerçek ayrılmanın yaşandığı dönemdir. Bu aşama aylar hatta yıllar sürebilir ve özellikle bu durumlara şahit olan çocuklar için oldukça zordur. • Ebeveynler kendi duygusal çalkantılarına o kadar çok odaklanırlar ki çocuğun duygusal ihtiyaçlarına yer kalmaz.
Aşama 2 (Geçiş Dönemi) • Her iki ebeveyn ve çocuk yeniden yapılandırılmış ailenin yeni yaşamına alışmaya çalışır. Ailenin yeni roller ve rutinler edinmesinden önce bu dönem bir kaç yılı alabilir.
Aşama 3 (İstikrar Dönemi)• Aile rol değişimlerine ve bağlılıklara uyum sağlamıştır. Optimal işlevsellik yeniden kazanılmış ve aile yeni değişimlerle baş etmeye hazırdır.
Boşanma safhasından öncesi, boşanma süreci, boşanmadan sonrası hale küçüklü büyüklü krizlere neden olmaya müsait aşamaları içerir. Bunlar aşağıdaki gibi sıralanabilir: Ayrılma ve boşanma kararı alındığında Bu karar aile ve arkadaşlara açıklandığında Para ve velayet/ziyaret düzenlemeleri konuşulurken Fiziksel ayrılma yaşandığında Gerçek yasal boşanma gerçekleştiğinde Ayrılmış veya boşanmış eşlerin para veya çocuklar konusunda ilişki kurdukları zaman Çocuklardan her biri mezun olduğunda, evlendiğinde, çocuk sahibi olduğunda veya hastalandığında Her bir eş yeniden evlendiğinde, taşındığında, hastalandığında veya öldüğünde
Uzmanlar çocukların boşanmadan kolay ve uyumlu çıkabilmesi için aşağıdaki beş faktörü ortaya koymuşlardır: Yeterli ekonomik destek Velayeti alan ebeveynin yeterli ebeveynlik yapması Velayeti almamış olan ebeveynin duygusal desteği Ek sosyal destek En az düzeyde ek stres faktörleri
Boşanma sürecindeki ailelerle çalışan sosyal hizmet uzmanları aşağıdaki maddeleri mutlaka göz önünde bulundurmalıdır: Boşanma ile beraber ortaya çıkacak olan sorunlara karşı hazırlıklı olmak gerekir. Bazı sosyal hizmet uzmanları direkt olarak kayıp, yas ve uyum zorlukları ve velayet ile arabuluculuk yapmak üzerine çalışırken diğerleri boşanmadan sonra ortaya çıkan sorunlarla ilgili çalışır. Boşanmanın etkisini küçümsemek veya çok büyütmek iyi değildir. Dikkat edilmelidir. Boşanmanın tüm taraflarının uzun ve kısa vadede yaşayacakları etkilerin farkında olmak gerekir. Boşanma ile başa çıkarken ailelerin farklı yöntemlerine saygı duymak gerekir. Literatürde bulunan boşanma aşamalarını bilmek ve uygun olduğunda bunları çalışmalarda kullanmak gerekir. Boşanmanın bir bütün olarak tüm aileyi ve bireyleri nasıl etkilediğini bilmek gerekir. Yetişkinler ve çocuklar farklı etkilenirler. Tüm aile, çocuk veya çift ile çalışırken bu birimlerin her birine uygun olacak özel beceriler geliştirmek gerekir. Kolay ve sorunsuz bir iyileşme yaşanması için sosyal hizmet uzmanları ailelere yardım etmelidir.
Aile terapisini “ailelere etkileşimsel, davranışsal ve duygusal sorunları için yardım eden bir çeşit grup terapisi” şeklinde tanımlamaktadır ve aile terapisi ebeveyn-çocuk etkileşim sorunları, evlilik çatışmaları ve büyük anne-büyük baba çatışmaları için kullanılabilir. Sosyal hizmet uzmanı aile ile bütün olarak veya sadece alt sistemlerden biriyle çalıştığında bile birçok çeşitli soruna değinebilir.
Aile terapisinin avantajları şunlardır: • Hem ailenin bireysel üyelerine hem de bir bütün olarak aileye önem verilir. • Aile içindeki önemli sorunlar ortaya konulur. Güçler ve sınırlılıkların teşhis edilmesinde daha geniş ve daha dengeli bir yaklaşımdır. • Sorunun kaynağı olarak dışlanmış olan aile üyesinin üzerindeki baskının azaltılmasını sağlar. • Bir bütün olarak ailedeki değişimin tüm üyeleri etkiler ve çocuğun davranışlarındaki gelişme ve değişimler daha kolay incelenebilir.
Her aile yaşam döngüleri içinde sorunlarla karşılaşır. Sağlıklı iletişime sahip aileler bu sorunlar karşısında ne yapılacağını bilir ve sorunu çözmek için çabalar. Fakat herhangi bir sebepten dolayı sorunlarını çözemez hale gelen ailelere sosyal hizmet yardım eder. Ailelerle çalışırken temel odak noktası aile üyelerinin arasındaki iletişimi güçlendirmektir. Ailelerde karşılaşılan en yaygın sorunlardan biri iletişim eksiklikleri olması ve üyelerin birbirlerini dinlemeyi başaramamasından kaynaklanır. Bu nedenle sosyal hizmet uzmanı aile üyelerinin kırıcı ve yargılayıcı olamadan birbirleri ile iletişim kurmayı öğrenmeleri için çalışır.